Adıyaman’ın Gölbaşı ilçesindeki Yavuz Selim Mahallesi’nde bulunan Ecem Apartmanı’nda yaşanan deprem faciasında, 6 Şubat tarihinde enkaz altında kalarak eşi Derya ve çocukları Yusuf (7) ile Ece’yi (13) kaybeden 44 yaşındaki Gürkan Tepe’nin yaşamı, derin bir acı ve kayıpla şekillendi.
Depremin hemen ardından, 17 saat süren çaba sonucunda enkaz altından çıkarılan Gürkan Tepe, yaşadığı trajediyle yüzleşirken, ailesinin yanı sıra 57 akrabasını da toprağa verdi. Gürkan Tepe, aynı zamanda müteahhitlik yaptığı ilçede bulunan inşaat malzemesi satan iş yerini ve depolarını kaybetti. Ancak, yaşadığı bu büyük felaket sonrasında, bir süre önce enkazdan çıkardığı malzemelerle kendi iş yerini yeniden açtı.
Anılarını tazelerken, acılarını da yeniden hissetti
Henüz olayın acısını tam anlamıyla atlatamamış olan Gürkan Tepe, bugün ise vefat eden eşinin doğum gününün yıl dönümünde derin bir hüzün içinde. Geçen yılın aynı tarihinde, eşinin doğum günü için hazırlanan bir kutlama gecesinde çekilen videolarla anılarını tazeleyen Tepe, acılarını bir kez daha yaşamın gerçekleriyle yüzleşerek hissetti. Gürkan Tepe, ailesini kaybettiği binanın bulunduğu alana gelerek, yaşadığı derin acıları ve hüznü tazeledi.
Yaşadığı zorlu süreçte yeniden ayakta kalmaya çalışan Gürkan Tepe’nin hikayesi, hem trajik bir deprem olayının insan hayatındaki yıkıcı etkilerini hem de direncin ve hayata tutunmanın ne kadar güçlü bir irade gerektirdiğini gözler önüne seriyor.
Kendi yaptığı evler depremde zarar görmedi
İlçede müteahhitlik yaptığını, inşa ettiği hiçbir binasının hasar almadığını ifade eden Tepe, şöyle konuştu;
Hamdolsun yaptığım binalarda hiçbir can kaybı yok. Ama maalesef oturduğum bina depremde hemen yıkıldı. Depremde oğlumu, kızımı ve eşim kaybettim. 17 saat enkaz altında kaldım ve kurtarıldık. Binamız 5 katlıydı ve depremin ilk saniyelerinde yıkıldı. Ben uyumuyordum, deprem oldu, çocuklarımı kurtarmak için koştum ama maalesef dört adım attım, yıkılmaya başladı. Oğlumun son nefesini duydum. Saatler sonra kızımı kurtarıyorlardı, kızımın sesiyle benim yerimi buldular. Maalesef kızım, babam, annem vefat etti. Çok zor 17 saat geçti ama ömrümden sanki 17 yıl geçti. Allah bir daha bu millete böyle bir acı vermesin.
“Adıyaman’da 57 akrabamız vefat etti”
Depremden önceki aylarda kendi yaptırdığı evlerden birine taşınmak için önerilerde bulunduğunu ancak eşinin kabul etmediğini aktaran Tepe, şöyle devam etti:
Eşim mahalleyi çok seviyordu, burada kalalım dedi. Rahmetli eşime dedim, yaptığımız binalardan birinde oturalım, mahalleyi çok sevdiği için bu mahallede kaldık. Bugün de eşimin doğum günü. Depremden bir hafta önce bir kolye almıştım eşime, doğum gününü kutlamıştık. Bir yıl geçti ama emin olun nasıl geçti bilmiyorum. Adıyaman’da 57 akrabamız vefat etti. İş yerim ve depolarım hepsi gitti. Binada tesadüfen sadece 3-4 aile vardı. Binamızda 8 can kaybımız var.
“Devletimiz ilk saniyeden beri yanımızdaydı”
Deprem anını ve sonrasında yaşadıklarını bir an olsun unutamadığını anlatan Tepe, sözlerini şöyle sürdürdü:
Allah korusun bugün Türkiye’nin neresinde deprem olsa emin olun saniye durmam giderim. Enkaz altında kalmak kolay değil, bir saniye bile geçmiyor. Anne veya babaysanız çok zor. İkinci depreme de enkaz altında yakalandım. Beni kurtarırken ikinci deprem oldu. Artık ölmeyi de istiyordum. Her taraftan insanlar koşarak geldi bize yardıma. Devletimiz ilk saniyeden beri yanımızdaydı.